Yalın Üretim felsefesini anlarken Endüstriyel Devrimleri ve sonuçlarını anlamak gerekir. Yalın Üretim Sanayi Devrimi yani Endüstri 2.0 üzerine kurulmuştur.
Endüstri 1.0 Öncesi:
üretim, büyük ölçüde insan ve hayvan gücüne dayalı, zanaatkarlık ve ev içi üretim temelli, yerel ihtiyaçları karşılamaya yönelik, yavaş ve küçük ölçekli bir yapıya sahipti.
Hammaddelerin ve bitmiş ürünlerin taşınması zordu ve maliyetliydi. Bu da ticaretin ve büyük ölçekli üretimin gelişmesini sınırlıyordu.
Üretimde temel olarak insan gücüyle çalışan basit el aletleri kullanılırdı. Örnekler arasında çekiç, balta, bıçak, el testeresi, iğne, tezgâh (basit dokuma tezgahları), çömlekçi çarkı sayılabilir.
Endüstri 1.0:
Mekanik gücün sağlanması ile yüksek adetlerde üretime imkan sağlanmıştır. En önemli değişiklik, insan ve hayvan gücünün yerini makinelerin almaya başlamasıdır. Özellikle tekstil sektöründe, mekanik dokuma tezgahları ve mekanik iplik eğirme makineleri gibi icatlar sayesinde üretim hızı ve miktarı önemli ölçüde artmıştır.
Makinelerin gelişimi ile toleranslar azalmış ve parçaların sorunsuz montaj edilmesini sağlamıştır ancak tam olarak yeterli olmamıştır. Seri üretim ve montaj hatları ile ürünler yüksek adette, daha ucuz ve herkesin satın alabileceği seviyeye gelmiştir.
Makinelerin büyüklüğü ve maliyeti, üretimin evlerden ve küçük atölyelerden büyük merkezi binalara, yani fabrikalara taşınmasına yol açmıştır.
Fabrikaların kurulduğu bölgeler, iş arayan insanların akınına uğramış ve bu da hızlı şehirleşmeye yol açmıştır. Fabrika işçiliği, yeni bir toplumsal sınıfı ortaya çıkarmıştır.
Fabrikaların yönetimi, daha fazla organizasyon ve denetim gerektirmiştir. İşverenler ve yöneticiler, iş akışını düzenlemek ve işçileri koordine etmek için yeni yöntemler geliştirmeye başlamışlardır.
Endüstri 2.0:
19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar uzanan ve İkinci Sanayi Devrimi olarak da adlandırılan bir evreyi kapsar.
elektrik enerjisi, fabrikalarda makineleri çalıştırmak için temel enerji kaynağı haline gelmiştir. Elektrik motorları daha esnek bir yerleşim düzeni sağlamış, makinelerin daha küçük ve verimli olmasına olanak tanımıştır. Fabrikalar artık tek bir merkezi güç kaynağına bağımlı kalmamışlardır.
Henry Ford’un otomobil üretiminde öncülük ettiği montaj hattı kavramı, seri üretimin doruk noktası olmuştur. Bu sistemde, ürün bir konveyör bant üzerinde hareket ederken, işçiler belirli ve tekrarlayan görevleri istasyonlarda tamamlarlar. Bu sayede üretim hızı ve verimliliği daha da artmış, maliyetler düşmüştür.
Eli Whitney’nin öncülük ettiği değiştirilebilir parçalar ilkesi, seri üretimin temelini oluşturmuştur. Ürünlerin bileşenlerinin standart ölçülerde ve birbirinin yerine geçebilir şekilde üretilmesi, montajı kolaylaştırmış, tamir süreçlerini hızlandırmış ve maliyetleri düşürmüştür.
Kimya endüstrisi (sentetik boyalar, plastikler, ilaçlar), çelik üretimi (Bessemer süreci), petrol ve petrokimya endüstrisi gibi yeni ve önemli sektörler ortaya çıkmıştır. Bu yeni malzemeler ve endüstriler, üretimde kullanılan girdileri çeşitlendirmiş ve yeni ürünlerin geliştirilmesine olanak tanımıştır.
Üretim hacminin artmasıyla birlikte fabrikalar büyümüş ve büyük şirketler ortaya çıkmıştır. Bu şirketler, üretim süreçlerini daha karmaşık bir şekilde yönetmek ve organize etmek zorunda kalmışlardır.
Montaj hatlarında çalışan işçiler, çok dar ve tekrarlayan görevlerde uzmanlaşmışlardır. Bu durum, beceri gereksinimlerini bazı alanlarda azaltmış ancak monotonluk ve yabancılaşma gibi sorunları da beraberinde getirmiştir.
Endüstri 3.0:
İnsan gücüne dayalı tekrarlayan görevlerin yerini robotlar, programlanabilir mantık denetleyicileri (PLC’ler) ve diğer otomatik makineler almıştır. Bu sayede üretim süreçleri daha hızlı, daha hassas ve daha az insan hatasıyla gerçekleştirilebilmiştir.
Otomasyon ve bilgisayar kontrolü sayesinde, farklı ürün çeşitlerinin aynı üretim hattında daha kolay bir şekilde üretilebilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu, müşteri taleplerine daha hızlı ve esnek yanıt verme imkanı sunmuştur.
Otomatik kontrol sistemleri ve görüntü işleme teknolojileri, ürün kalitesinin daha hassas bir şekilde kontrol edilmesini sağlamıştır. Hatalı ürünlerin tespiti ve ayıklanması daha hızlı ve etkin bir şekilde yapılabilmiştir.
Endüstri 4.0:
Endüstri 3.0’ın dijitalleşme temelleri üzerine siber-fiziksel sistemlerin, Nesnelerin İnterneti (IoT), yapay zeka (AI), büyük veri analitiği, bulut bilişim ve diğer akıllı teknolojilerin entegrasyonu ile tamamen yeni bir boyuta taşınmaktadır.
Endüstri 4.0, üretimde verimliliği, esnekliği, hızı ve kaliteyi önemli ölçüde artırma potansiyeline sahiptir. Aynı zamanda, iş gücü becerilerinde dönüşüm, siber güvenlik riskleri ve etik konular gibi yeni zorlukları da beraberinde getirmektedir. Bu dönem, teknolojinin üretim süreçleriyle bütünleştiği ve geleceğin akıllı fabrikalarının şekillendiği bir dönüşüm sürecidir.

Sanayi devrimi
Yukarıdaki grafikte sanayi devrimi öncesi ve sonrası kişi başı gelirdeki artık görülmektedir.
Yalın Üretim ile ilgili eğitim, danışmanlık ve uygulama desteği için cem@cemsecim irtibata geçebilirsiniz. Daha fazla içerik için Tıklayınız. Referans