Sosisli Sandviç Robotu Felaketi: Yalın Otomasyon Hakkında Bize Öğrettikleri
Belki videoyu görmüşsünüzdür. Bir robot basit bir sosisli sandviç yapıp teslim etmeye çalışıyor, ancak her şey komik bir şekilde ters gidiyor.
Komik mi? Kesinlikle. Ama aynı zamanda çok önemli bir noktayı da vurguluyor: Amaçsız veya Yalın prensipler olmadan otomasyon, başarısızlığın reçetesidir.
İşte bu sosisli sandviç felaketinin bize doğru şekilde yapılan otomasyon hakkında öğretebilecekleri:
1️⃣ Otomatikleştirmeden Önce Basitleştirin
Neden zaten akıcı olmayan bir süreci otomatikleştiresiniz ki? Yalın prensipler bize otomasyona geçmeden önce israfı ortadan kaldırmayı, iş akışlarını basitleştirmeyi ve görevleri hatasız hale getirmeyi öğretir. Robot örneğinde, daha basit bir süreç mutsuz müşterileri kurtarırdı.
2️⃣ Dahili Kalite Kontrolü (Jidoka)
Yalın otomasyon sadece hızla ilgili değildir, aynı zamanda kaliteyle de ilgilidir. Jidoka veya “insan dokunuşlu otomasyon”, makinelerin hataları tespit edebilmesini ve bunlara yanıt verebilmesini sağlar. Robotun hataları (yanlış yerleştirilmiş bir ekmek gibi) yakalayacak bir mekanizması olsaydı, tam ölçekli bir çöküşü önleyebilirdi.
3️⃣ Teknolojiyi Göreve Uygun Hale Getirin
Her görev için yüksek teknolojili bir robota gerek yoktur. Bazen basit, manuel araçlar veya düşük maliyetli otomasyon işi daha iyi yapar. Bir robotun sosisli sandviç sürecinin her detayını halletmesini sağlamaya çalışmak mı? Aşırıya kaçmak.
4️⃣ Kullanıcıya Odaklanın
Otomasyon insanları desteklemeli, daha fazla sorun yaratmamalıdır. Robot, kullanılabilirlik ve hata önleme odaklı tasarlanmış olsaydı, bizi güldürmezdi (ve sosisli sandviçin geleceğini sorgulatmazdı).
Çıkarılacak Ders:
Otomasyon, arkasındaki süreç kadar iyidir. Yalın prensipler bize basitliğe, kaliteye ve verimliliğe odaklanmamızı hatırlatır. İster sosisli sandviç monte ediyor olun ister araba parçaları üretiyor olun, aynı kural geçerlidir: Önce süreci düzeltin, sonra amaçlı bir şekilde otomatikleştirin.
